31 Temmuz 2014 Perşembe

İmam Fatıma ve eşi El Kâsâni


Hanefî Fıkhında Cuma namazının şartları ile alâkalı bir bölümde, şehrin tarifi veriliyordu. Tarifin bir yerinde, yöneticisi kadın olan şehrin 'şehir' olmayacağı yazıyordu, ama 'qîle' olarak gelen bir görüşte ise, 'kadın yöneticisi olan bir şehrin de şehir olabileceği' hükmü vardı. Zira o kadın yönetici imam tayin edebilir, kadıları görevlendirebilirdi. Bunlar için erkek olmasına gerek yoktu. Tabi Hanefi Mezhebinin genelinden ayrılan bu görüşü ve sahibini merak ettim. Ve şöyle bir bilgiye ulaştım:

İmam Kasâni, hocasının 'Tuhfe'tul Fukuha' isimli eserini şerh etmiş, bu eserini çok beğenen hocası Semerkandî, pek çok tâlibi bulunan kızı fakihâ Fatıma'yı kimselere lâyık görmezken bu talebesine lâyık görmüş. Kızı de mehir olarak bu eseri istemiş, yani Bedâiu's-Senâî'yi. Evlendikten sonra da bir hususta fetva verecekleri vakit, Üçü (baba, kız ve dâmad) toplanır, ve öyle fetva verirlermiş. (ben de şuradan gördüm). Acaba İmam Semerkandî ve İmam Fatımâ şerhteki bu görüş hususunda ne düşünmüştür? Semerkandî bu görüşü okuyunca kızına düşman olmayacak birini buldu diye sevinmiş midir? Cevabı nedir bilmiyorum ama Allah bunun gibi hocalarımızı bu devirde de nasib eylesin bize.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder