10 Nisan 2014 Perşembe

Entecilik

Bir iki ay kadar evveldi, rüyamda ak sakallı bir dede görmüştüm, olayı bir kaç yerde anlatmıştım, ama burayı okuyan varsa (sayıları çok az, biliyorum :ı) diye bir kez daha anlatacağım. 

Bu dede, erkekleşme, erkekliğe özenme manasında 'entecilik' tabirini kullanarak bana öğüt veriyordu (öğüdün içeriğini hatırlamıyorum, fakat dedenin bu enteciliği hoş karşılamadığı aklımda kalmış). Bilenler bilir, 'ente' Arapça'da erkekler için kullanılır. 'Entecilik' de, bir nevi erkeklik taslamak, erkek gibi olmaya çalışmak manasına geliyor (rüyadan yorumladığım kadarıyla). Derken, geçenlerde bir gün Nahiv âlimi olan bir zattan (kendisine seydâ diye hitâb ediliyor) konu ile alâkalı olarak şunu öğrendim: Kurân-ı Kerim'de sadece bir yerde özne (fâil) müennes/dişil olmasına rağmen fiil/yüklem müzekker olarak gelmiş. İşte bu yer de Yusuf Suresi - 30. ayetmiş. Ayet-i Kerime'de bir kadın topluluğundan bahsedilmekte. Fakat 'dedi/dediler' manasında olan fiilin "qâlet" şeklinde müennes olarak zikredilmesi lâzımken, bu ayet-i kerime'de müzekker hâli olan "qâle" şekliyle gelmiş. Bunun sebebi ise bahsedilen bu kadın topluluğunun 'erkeksi' davranış sergilemeleri, bir nevî erkekleşmeliriymiş. Seydâ'yı dinleyince birden münevverlendim ve rüyamı hatırladım, pek sevindirik oldum. Şimdi âyetlerin manasını koyayım, sonra bir iki laf daha edeceğim kısmetse. Evvelâ Ömer Nasûhi Bilmen çevirisi:

"Ve şehirdeki birtakım kadınlar dedi ki: «Azîz'in refikası, genç kölesinin nefsinden muradını almak istiyormuş. Muhakkak ki, onun yüreğini kaplayan ince deriyi bir sevgi parçalamış. Şüphe yok ki, biz onu elbette bir apaçık sapıklık içinde görüyoruz." Ömer Nasuhi Bilmen Yusuf-30

Bu meál bir kaç tanesi içerisinde en sevdiğim olmasına rağmen, aradığım manayı (erkekleşen kadın topluluğunu) tam vermemiş. O sebeple bana oldukça kaba gelen, ama beri yandan da aradığım manayı ancak verebilen bir meál'i daha koymak istedim:

"Şehirdeki bazı kadınlar, "Aziz'in karısı uşağıyla düşüp kalkmak istemiş, ona sırılsıklam 'aşık olmuş. Belli ki kadın iyice azmış" diye dedikodu ettiler." Mustafa Öztürk 

Bu çeviri, erkekleşen kadından ne kastedildiğini ve müennes bir fiil/yüklem yerine müzekkerinin getirilmesinin sebebinin ne olduğunu daha iyi kavramama vesile oldu. İkinci meál'de de görüldüğü gibi, bu kadınların gıybet ederkenki laf atış tarzları bir kahvehâne ortamını çağrıştırmakta: sanki mahallemi erkekleri toplanmış ve mahallenin gözdesi hakkında ileri geri konuşurmuş gibi bir ifâde biçimleri var. İşte bu yüzden erkeklikle nitelenmişler, Allah'u á'lem.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder