21 Kasım 2012 Çarşamba

Dilim seni dilim dilim keseyim, başıma ne geldiyse senden bileyim

Dilin, daha doğrusu konuşmanın düşünceye olumlu etkisi olduğu söylense de acaba dil, düşüncelerin birikmesini engelliyor olabilir mi? Şu anda benim yaptığım gibi, aklıma gelen düşünceleri hemen ifadeye döküp onu konuşmam veya yazmam, o fikri kafamdan uzaklaştırmaya sebebiyet veriyor. Oysa yazmasam sanki ara ara o fikre dönüp her defasında düşünceyi daha derinleştireceğim. Bu yüzden bazen fikirler aklımıza geldiğinde onu yazmak yerine, öyle düşünce olarak kenarda tutmak daha iyi sonuçlar verebilir.

Bir de, dilin gelişmesi ile birlikte düşüncelerimizi birbirimize daha güzel ifade ettiğimiz kabul edilebilir. Ama bu bir bakıma o düşünceleri yaşamamıza da engel olmaz mı? Mesela bizim bildiğimiz şekilden farklı bir iletişim içerisinde olan kabile insanlarının dünyayı anlaması, yaşayışı, iç zenginliği bizden çok daha ileride olabilir. Zira dil düşüncenin dışa açılan kapısı, onu dışarıya saldıkça içimiz fakirleşebiliyor; davranışlarımız tektipleşip sığlaşıyor. Gözükense dilin gelişimiyle birlikte dünyayı anlamamızın da derinleştiği yönünde, ama bu dışa dönüklük fazlalaştıkça anladık derken bir bakmışız anladığımız şey de sadece bir zâhir. Bâtına dair ise en ufak bir his, fikir kalmamış.

-psss: Zırvalamışım bir şeyler yine, sallamasyon bedava. 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder