22 Şubat 2013 Cuma

Allah zamana dahil midir? II

İki ayı geçiyor galiba, birisi Abdülaziz Bayındır'ın bir telefon kaydını sızdırıyor internete. Orada Bayındır Allah geleceği bilmez diyor ve tabii epey bir ses getiriyor bu olay. Müslümanların böyle izin almadan, gizli-kuntik işler çevirerek düşman oldukları kimselerin 'gerçek yüzünü' ortaya çıkarma çabaları çok fena aslında. Sonrasında Bayındır reddetmedi ama yine de yapılan yanlıştı. Karşı atak olarak gelen yazılarda bu gizli kayıt altına alma tavrı hiç eleştirilmedi. Sanki rabbimiz hakkındaki fikirlerimizi korumak için her yol mübahmış gibi bir tavır söz konusu hep. Oysa onu yaparken de İslam'dan, haktan taviz vermemek, veren olunca da bu tavrı eleştirmeden geçmemek gerek.
Gelelim sonrasında Bayındır tarafından yapılan açıklamalara, eğer yapmasaydı bir şey yazmayacaktım. Ama bu mesele (biraz da bu ara Akaid ile içli dışlı olmamdan dolayı sanırım) epey meşgul etti kafamı (yazınca kafamda bir boşluk açılıyor, ferahlıyor ya, işte o güzel oluyor). Evvela konuyla ilgili benim izlediğim videolar: Allah zamana dahil midir, Allah geleceği bilir mi? 123
Ben bu konuda Ehli Sünnet'e yakın duruyorum açıkçası, yani Allah'ın zaman dışı olduğunu ve geleceği de bildiğini düşünüyorum. Abdülaziz Bayındır'ın iddialarına da kendimce cevaplar oluşturdum. Kuran'dan getirdiği kimi delillere karşı olabilecek delillerden de bahsettim ki, bunun varlığı da bilinsin. Esasında Kuran'dan bir delil getirmek de tartışmayı her zaman sonlandırmaya yetmeyebiliyor, çünkü bir konu hakkında birbirinden farklı ve çeşitte ayetler olabiliyor. Bakış açınıza göre kimi ayetleri zahirine bakarak anlıyor, kimilerini ise çelişki olmasın diye tevil etmek durumunda kalıyorsunuz.
Evvela, bunlar Kuran'da yoktur, bir takım felsefi sözlerdir kısmına değineyim. Evet, eğer insanın aklını pek kurcalamıyorsa, her şeye kadir bir yaratıcının olduğuna inanıp geçmesi mümkün. Hatta belki çoğumuz da iman ederken, "aa ne güzel kanıtlamışlar, iman edeyim hele" demiyoruz. İman olmadan kelam'da da ilerlemek mümkün değil, en temel şey o ama tersi mümkün (kelam olmadan iman). Yine de diğer kültürlerle karıştıkça veya kendi kendimize kaldıkça, Kuran'ı okudukça bir takım düşüncelere kapılmak da, bunlara cevap aramak da olası. Dahası bu fikirlerimizi paylaştıkça düşüncemizdeki çelişkiler ortaya çıkıp bunu düzeltme fırsatı elde etmemiz de mümkün. 
Esasında sonda söyleyeceğimi başta da söyleyebilirim; bana göre İslami açıdan mühim olan bizi yaratan tek bir zatın var olduğuna, bu zatın deneyimlediğimiz hiç bir şeye benzemediğine ve her şeyi yapmaya kadir olduğuna inanmaktır. Bunu nasıl yapar, bize benzememesinden kasıt nedir gibi sorular konuyu daha detaylandırır ve elbette verdiğimiz cevaplara göre inancımızda da farklılıklar oluşur ama İslam dairesinden çıkarmaz. Mesela bence Rabb'in hiç bir şeye benzememesi demek, zaman dahil bizi sınırlandıran hiç bir koşulun onu sınırlandırmaması, aklımıza gelen ve Allah ile kıyas yapabileceğimiz her şeyden (yüz, el, yer kaplama gibi) beri olması demektir. Yine her şeye kâdir bir Zat'tan kastın, zaman dışı, gelecek dahil her şeyi bilen ve bildiklerine göre şekil vermeye gücü yeten bir zat olduğu fikrindeyim. Çünkü eğer geleceği bilmezse onun bilgisi ile benim bilgim birbirine yakınlaşır, onun söylediklerine tam güvenim olmayabilir. Geleceği bilmeyen bir zatın verdiği hükümlerde isabet edip etmediğinden tam emin olamayabileceği aklımı kurcalar. O yüzden "Sübhanallah" derken yöneldiğim zatın her türlü aklımı kurcalayacak eksiklikten münezzeh olması gerekir. Ama başka biri bu geleceğin bilinmesi-bilinmemesi meselesine çok takılmayabilir ve geleceği bilmeyen bir zatı da tam olarak tenzih edebilir.

Gelelim benim düşüncelerimi temellendirmeye. Bu da gelecek yazının konusu olsun.

1 yorum:

  1. http://www.ardev.org/selamun-aleykum-hocam-kader-inancini-nasil-anlamaliyiz-eger-bizim-icin-onceden-yazilmis-bir-sey-varsa-neden-cabaliyoruz-isra-13-14u-nasil-anlayacagiz/ şöyle bir şey de var

    YanıtlaSil