8 Ağustos 2013 Perşembe

-Mahlukat Arası İlişkiler 3- Birimiz Hepimiz İçin

İlk yazıda şunu yazmıştım:
"Kastedilen, bazen imtihan için, bazen faydalanın diye ve bazen de Allah'ın yüceliğini, onun hayy sıfatının ne derece sonsuz olduğunu tefekkür edip bilesiniz diye (yeryüzündeki her şeyi) yarattı."
Bu yazdığıma şöyle bir itiraz gelebilir: "Keşfedemeyeceğimiz derecede fazla olan varlıkların insan için yaratılması bana fuzuli geliyor. Bu insanın kendini kandırması ve her şeyin merkezine kendisini koyup kibirlenmesidir."
Allah'u Teâl'ayı bilmemiz için bu kadar canlıya gerek yok denebilir ama zaten onların varlığı Allah'ın sonsuz bir hayat ve rahmet bahşetmesi yüzündendir. Allah için şu kadar canlıyı var etmekle bizim keşfedemeyeceğimiz kadarını var etmesi arasında bir fark yok. Var ettiği için zorlanmıyor ki yarattıkları arasında bir kısıtlamaya gitsin. Bilakis o dâima yaratan bir zattır, hâliyle sayabileceğimiz/keşfedebileceğimiz kadar sınırlı yaratsaydı esas garip olurdu. Hem şu an keşfedememiş olmamız bir gün keşfedemeyeceğimiz anlamına gelmiyor hem de zaten bize verilen değer (yeryüzünün bizim için yaratılması) Allah verdiği içindir, bizim övünebileceğimiz, kibredebileceğimiz bir şey değildir. Öyleyse asıl varlık Allah olması hasebiyle yarattığı her şey (insan da dâhil) onu hatırlattığı ve ona ulaştırabildiği ölçüde değerlidir (peygamber ve velileri bu yüzden geri kalan insanlardan ayrı bir yerde tutarız, onlar bizi doğrudan Allah'a ulaştırırlar). Biz Müslümanlar boşuna övgülerin en mükemmeli, en âlâsı hep Allah'a aittir diye duaya başlamıyoruz günde beş vakit, değil mi?

Bana öyle geliyor ki Allah'u Teâla'nın, insan dahil tüm varlıkları insan için yaratmasının manası aslında kendisi için yaratmasıdır. Nihâyetinde insan israf etmeden, helal nimetlerden faydalanarak, haramlardan sakınarak ve her yaratılanı ibret nazarıyla inceleyerek Allah'a ibadet eder; merkeze kendisini değil, Allah'ı kor. Hayatını kendi istekleriyle şekillendirmek yerine Allah'ın isteklerine önem verir. Haliyle İslam, merkeze insanı koyuyor diye değil, Allah'ı koyuyor diye eleştirilebilir, o eleştiriye de can kurban zaten. Bizi yaratana ibadet ediyoruz diye aşağılanacaksak, eleştirileceksek bundan üzüntü değil, sevinç duyarız.

Kâinatmış, şu kadar sonsuz canlıymışı geç. Esas biz birbirimiz için Allah'a ulaşmak üzere yaratılmışız. En güzel ve şaşırtıcı olanı da budur bence. İyisiyle kötüsüyle, mahlukât içinde bazen bizi üzen, bazen sevindiren, en çok da şaşırtan yine insan değil midir? O halde bu kadar canlıyı insan için mi yaratmış demeden evvel insanı da insan için mi yaratmış demek lâzımdır (insandan aldığım tadı hiç bir şeyden alamadım, belki Satürn...yok insan daha iyi).

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder